ROTH , LELAND M. ''ORANTI'' ''ÖLÇEK'' MİMARLIĞIN ÖYKÜSÜ ÖZET
Eskiden doğanın soyut evrensel yasalar tarafından yönetildiğine inanılıyordu. Yunan filozofu Pythagoras uzunlukları 3'e 2 orantılı iki telin birlikte çekildiğinde beşinci diye adlandırılan tonu üreteceğini gösterdi. Eskiden insanın biçiminin tanrının biçimine dayandığına inandıkları için oranların bedenin de de gösterilemeyeceğine inanıyorlardı. Vitruvius, göbeği merkez olarak bedenin uzantılarının bir kere ve bir dairenin kenarında yer alışını betimler. Vitrivius irrasyonel sayılı geometrik figürleri nasıl oluştuğunu da betimlemiştir.
Eski yunan mimarisinde sık sık oranlar vardır. Bunlardan biri altın orandır. Bu altın kesit dikdörtgeninde bir uçtaki kare işaretlenir ve kalan dikdörtgenin ucunda daha küçük bir kare kesilir. Bu artık daha fazla kare çizilemeyene kadar devam eder. Sonra bu iç içe dikdörtgenlerin köşeleri eğri bir çizgiyle birleşirse logaritmik bir spiral ya da volüt elde edilir. Bu uygunluk Fibonacci Sayıları'nda da görüldü.
Tasarımcıların karşılaştığı zorluklardan biride yapının boyutunu belirlemektir. Ortalama insan boyuna göre yapının büyüklüğüne ozun ölçeği denir.
Çoğu durumda yapıda büyüklüğüne ilişkin, birçok ipucu bulunur ama bütün bunlar ölçek duyumuzu çarpıtacak şekilde genişletebilir.(Saint Petar)
Ölçeği belirlemek bir oyun gibidir. Mimarın gözlemleri doğrultusunda isteğine bağlıdır. Bazı durumlarda ölçeği bulmaya çalışarak zevkli olsa da modern kent görünümünde sürekli olarak yinelendiğinde ölçeği belirlemeye çalışma gittikçe belirsizleşmeye ve çözümsüzleşmeye başlar.